Pırlanta Şekli (Shape)

Pırlanta, doğanın bize sunduğu en değerli armağanlardan biridir. Yeryüzünün derinliklerinde milyonlarca yıl süren bir yolculuktan sonra, bu eşsiz taşlar insan eliyle şekillendirilerek göz kamaştırıcı bir güzelliğe bürünür. Pırlanta kesimleri, bu değerli taşların ışığını en iyi şekilde yansıtacak biçimde tasarlanmıştır ve her bir kesim, pırlantanın parıltısını farklı bir boyutta sergiler.

Pırlanta kesimleri, taşın kalitesini ve değerini belirleyen önemli faktörlerden biridir. Usta bir el tarafından yapılan doğru bir kesim, pırlantanın doğal güzelliğini ortaya çıkarır ve onu zamanın ötesinde bir sanat eserine dönüştürür.

Yuvarlak Kesim (Round Cut)

Tarihçesi:

Yuvarlak kesim pırlantanın, yani “yuvarlak parlak kesim” olarak da bilinen kesimin tarihi, 19. yüzyılın ortalarına kadar uzanır. Kesiciler, daha rafine ve karmaşık teknikler kullanmaya başladığında, yuvarlak bir çerçeve ile pırlantaları kesmeye başlamışlardır.

Yuvarlak kesim pırlanta, Marcel Tolkowsky’nin 1919 yılında yayınladığı “Diamond Design: A Study of the Reflection and Refraction of Light in Diamond” adlı tezinde matematiksel bir formül oluşturmasıyla modern anlamda şekillenmiştir. Tolkowsky’nin formülü, zamanla teknolojideki ilerlemeler sayesinde mükemmelleştirilmiştir.

Teknik Bilgiler:

Yuvarlak kesim pırlantalar, 57 veya 58 yüzeye sahip olabilir ve bu yüzeylerin simetrisi, taşın maksimum ışık yansımasını sağlar.

Marcel Tolkowsky’nin 1919’da yayınladığı çalışmalarına göre, yuvarlak kesim pırlantanın ideal oranları şunlardır:

  • Taç Açısı: 34.5°
  • Pavilyon Açısı: 40.75°
  • Toplam Derinlik: %59.3
  • Tabla Çapı: %53
  • Taç Yüksekliği: %16.2
  • Pavilyon Derinliği: %43.13

Bu oranlar, pırlantanın ışığı en iyi şekilde yansıtmasını ve böylece olağanüstü bir parıltı elde etmesini sağlar. Yuvarlak kesim pırlantalar, ışığın taşın içindeki yolculuğunu optimize ederek ve yüzeyden yansıyan ışığı maksimize ederek, mükemmel bir parlaklık ve ateş (renkli ışık oyunları) sunar.

Talep ve Fire Bilgileri:

Yuvarlak kesim pırlantanın ham elmastan dönüşümü sırasında fire oranı, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterir. Genel olarak, ham elmasın yuvarlak kesim bir pırlantaya dönüştürülmesi sırasında, elmasın ağırlığının yaklaşık %50 ila %60’ı kaybedilir. Bu kayıp, elmasın orijinal şekli, içindeki kusurlar ve kesim sırasında uygulanan teknikler nedeniyle oluşur.

Bu fire oranı, pırlanta kesimindeki ustalığın ve kullanılan teknolojinin önemini gösterir. Modern kesim teknikleri ve ekipmanlar, fire oranını en aza indirgemek ve ham elmasın değerini maksimize etmek için tasarlanmıştır. Yuvarlak kesim pırlantaların üretimi, hem sanat hem de bilimdir ve her bir taşın benzersiz özelliklerine göre özel bir yaklaşım gerektirir.

Yuvarlak kesim pırlantalar, tüketiciler arasında en popüler kesim şeklidir ve genellikle tüm pırlanta satışlarının yaklaşık %70’ini oluşturur. Bu kesim, mükemmel ışık yansıması ve yoğun parıltısı nedeniyle özellikle nişan yüzüklerinde tercih edilir. Yuvarlak kesim pırlantaların popülaritesi, Marcel Tolkowsky’nin 1919’da yayınladığı çalışmalarla artmış ve bu kesim, pırlanta alışverişindeki tüketicilerin yaklaşık %70’sı tarafından seçilmiştir.

Oval Kesim (Oval Cut)

Tarihçesi:

Oval kesim pırlantanın tarihi, yuvarlak parlak kesimin bir varyasyonu olarak değerlendirilir. Bu nedenle, oval kesim pırlantalar genellikle yuvarlak kesim pırlantalarla benzer teknikler ve standartlar kullanılarak kesilir. Ancak, oval kesim pırlantalar, kendilerine özgü estetik ve teknik özellikleriyle tanınır.

Teknik Bilgiler:

Oval kesim, yuvarlak parlak kesimin bir varyasyonudur ve bu nedenle genellikle aynı 57 yüzeye sahiptir - taçta 33 ve pavilyonda 24 yüzey. Ancak, oval kesimde 4, 6 veya 8 ana pavilyon yüzeyi bulunabilir. İyi orantılı bir oval şekilli elmas, son derece güzel bir taştır.

İdeal bir oval kesim pırlanta için uzunluk-genişlik oranının 1.35 ile 1.50 arasında olması tavsiye edilir. Bu oran, pırlantanın mükemmel oval şeklini elde etmek için önemlidir.

Oval kesim pırlantalar, uzun ve zarif tasarımları sayesinde popülerlik kazanmıştır ve özellikle nişan yüzükleri gibi klasik mücevherlerde modern bir dokunuş sunarlar. Oval kesim pırlantalar, yuvarlak kesim pırlantalara kıyasla daha büyük bir yüzey alanına sahip oldukları için gerçek karat ağırlıklarından daha büyük görünürler ve genellikle yuvarlak kesim pırlantalardan daha uygun fiyatlıdırlar.

Talep Bilgileri:

Oval kesim pırlantalar, genellikle yuvarlak kesim pırlantalara göre daha uygun fiyatlıdır ve bu da onları tüketiciler için cazip bir seçenek yapar.

Oval kesim pırlantaların talebi, yuvarlak kesimlere göre daha azdır, ancak son yıllarda popülerlik kazanmıştır ve özellikle ünlüler tarafından tercih edilmesiyle dikkat çekmiştir.

Damla Kesim (Pear Cut)

Tarihçesi:

Damla kesim pırlantanın tarihçesi, 15. yüzyıla kadar uzanır ve bu kesim şekli, elmas kesiminde bir devrim olarak kabul edilir. Damla kesim, ilk olarak 1475 yılında Flaman elmas kesici Lodewyk van Bercken tarafından yaratılmıştır. Van Bercken, elmasları simetrik yüzeylerle kesmek için bir elmas parlatma tekerleği olan ‘scaif’ adlı bir alet icat etmiş ve bu icadı, daha karmaşık elmas kesimlerinin yolunu açmıştır.

Van Bercken’in damla kesimi, dünyanın en popüler elmas kesimi olan yuvarlak parlak kesim ile uzun ve ince uçlu marquise kesimin bir birleşimidir. Bu kesim, hem yuvarlak kesimin parlaklığını hem de marquise kesimin zarif siluetini taşır ve bu özellikleriyle benzersiz bir estetik sunar.

Damla kesim pırlantalar, 500 yıldan fazla bir süredir 58 yüzeyle kesilmiştir ve bu standart, yüzyıllar boyunca değişmemiştir. Damla kesim, özellikle 20. yüzyılın sonlarında yeniden popülerlik kazanmıştır ve bugün hala birçok mücevher tasarımında tercih edilen bir kesimdir.

Teknik Bilgiler:

  • Uzunluk-Genişlik Oranı: 1.45 ile 1.55 arasında olmalıdır.
  • Derinlik: %58 ile %62 arasında.
  • Tabla: %52 ile %63 arasında.

Bu oranlar, pırlantanın estetik açıdan dengeli ve çekici görünmesini sağlamak için önemlidir. Damla kesim pırlantaların kesim kalitesi, pırlantanın güzelliğini ve parlaklığını belirleyen en önemli faktördür.

Talep ve Fire Bilgileri:

Damla kesimi, ham elmastan dönüşümü sırasında genellikle önemli miktarda fire verir. Kesim sırasında elmasın orijinal ağırlığının yaklaşık %40 ila %60’ı arasında bir kayıp yaşanabilir. Bu oran, elmasın orijinal şekli, içindeki kusurlar ve kesim sırasında uygulanan teknik faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Damla kesim pırlantaların üretimi, hem sanat hem de bilimdir ve her bir taşın benzersiz özelliklerine göre özel bir yaklaşım gerektirir.

Radiant Kesim (Radiant Cut)

Tarihçesi:

Radiant kesim pırlanta, 1977 yılında Henry Grossbard tarafından tasarlanmıştır. Grossbard, 30 yıllık bir usta elmas kesici olarak, emerald kesimin zarif şeklini ve yuvarlak parlak kesimin birçok ateşli yüzeyini birleştirmeyi amaçlamıştır. Radiant kesim, dikdörtgen, emerald benzeri bir şekle sahip olabilir veya yastık kesim pırlantayı andıran daha kare benzeri bir şekle sahip olabilir. Ancak, radiant kesim pırlantanın belirgin bir şekilde daha fazla yüzeyi ve önemli bir parıltısı vardır.

Teknik Bilgiler:

Radiant kesim, genellikle 70 yüzeye sahip olup, bu yüzeylerin hassas kesimi sayesinde olağanüstü bir parlaklık ve ateş (renkli ışık oyunları) sunar.

Radiant kesim pırlantaların teknik özellikleri şunlardır:

  • Yüzey Sayısı: Taçta tipik olarak 25 yüzey, pavilyonda ise 28 yüzey bulunur. Eğer bir culet (alt yüzey) varsa, pavilyonda 29 yüzey olabilir.
  • Uzunluk-Genişlik Oranı: Radiant kesim pırlantalar kare veya dikdörtgen olabilir. Kare olanlar için ideal oran 1.00 iken, dikdörtgen şekiller için 1.20 ile 1.40 arasında değişen oranlar tercih edilir.

Radiant kesim pırlantalar, köşeleri yuvarlatılmış ve kırılmalara karşı dayanıklı olacak şekilde tasarlanmıştır.

Talep ve Fire Bilgileri:

Büyük Görünüm: Radiant kesim pırlantalar, gerçek karat ağırlıklarından daha büyük görünür.

Parlaklık ve Ateş: Radiant kesim pırlantalar, mükemmel parlaklık, ışıltı ve renkli ışık oyunları sunar. Bu kesimin benzersiz özellikleri, geleneksel kesimlerin zarafeti ile modern yüzey tekniklerinin parlaklığını birleştirir.

2021’den bu yana satışlarda %35’lik bir artış göstermiştir. Radiant kesim pırlantalar dünya çapında genç tüketiciler arasında popülerlik kazanmıştır.

Emerald Kesim (Emerald Cut)

Tarihçesi:

Emerald kesim, 1500’lü yıllara dayanan ve masif tablo kesiminin stilistik kökenlerine sahip olan en eski elmas şekillerinden biridir. Başlangıçta, bu kesim şekli zümrüt taşları için oluşturulmuş ve kesim sırasında basıncı azaltarak taşlarda çatlak oluşumunu önlemek amacıyla popüler hale gelmiştir. 1920’lerde Art Deco hareketinin etkisiyle, temiz çizgileri ve simetrisi nedeniyle emerald kesim trendi artmış ve bu kesim, nişan yüzükleri ve diğer mücevher parçaları için en popüler seçeneklerden biri haline gelmiştir.

Teknik Bilgiler:

Emerald kesim pırlantalar genellikle 57 yüzeye sahip olup, uzunlamasına dikdörtgen şekli ve benzersiz basamak kesimleri ile dikkat çeker. Bu kesim, beyaz ve renkli ışığın bolca yansımasını sağlayan uzun basamak kesimleri ile derin bir berraklık ve geniş bir yüzey sunar. Köşeleri genellikle kırılmaları önlemek için kırpılmıştır.

Emerald kesim pırlantaların kesim parametreleri genellikle şu şekildedir:

  • Derinlik: %60-69
  • Tabla: %58-69
  • Uzunluk-Genişlik Oranı: 1.25-1.65 arasında değişmektedir

Örneğin, 1 karatlık bir emerald kesim pırlantanın tablosu %67, derinliği %68.4 ve uzunluk-genişlik oranı 1.38’dir.

Emerald kesim pırlantalar, geniş yüzey alanları sayesinde aynı karat ağırlığındaki diğer kesimlerden daha büyük görünür. Emerald kesimler, ham elmasın daha az israf edilmesi ve talebin daha düşük olması nedeniyle yuvarlak kesimlere göre daha uygun fiyatlıdır. Uzun basamak kesimleri, beyaz ve renkli ışığın bolca yansımasını sağlar ve emerald kesim pırlantalar, derin bir berraklık ve geniş bir yüzey sunar.

Talep ve Fire Bilgileri:

Emerald kesim pırlantalar, genellikle diğer kesimlere göre daha uygun fiyatlıdır ve özellikle yuvarlak kesimlere kıyasla daha ekonomiktir. Bu durum, emerald kesimlere olan daha düşük talepten ve kesim sırasında elmasın ham halinden en az miktarda kayıp yaşanmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca, emerald kesim pırlantalar, kişisel tarza bağlı olarak daha kare veya uzunlamasına şekillerde tercih edilebilir.

Kalp Kesim (Heart Cut)

Tarihçesi:

Kalp kesim pırlantaların tarihi, 1400’lerin sonlarına kadar uzanır ve bu kesim, kraliyet sembolü olarak kabul edilmiştir. İlk bilinen kalp kesim pırlanta, 1463 yılında Milano Dükü Galeazzo Maria Sforza ve Nicodemo arasındaki yazışmalarda bahsedilmiştir. Mary Queen of Scots’un 1562 yılında İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth’e bir kalp kesim pırlanta yüzük göndermesi, bu kesimin tarihteki en ünlü erken referanslarından biridir ve bu dönemde kalp kesim pırlantalar aşk ve hayranlık sembolleri ile ilişkilendirilmeye başlanmıştır.

Teknik Bilgiler:

Kalp kesim pırlantalar, genellikle 56 ila 58 yüzeye sahip olup, aşkın geleneksel sembolü olan idealize edilmiş bir kalp şeklini andırır. Bu kesim, mükemmel simetri ve parlaklık için kesimde büyük bir ustalık gerektirir. Kalp kesim pırlantaların ideal uzunluk-genişlik oranı 0.90 ile 1.10 arasında olmalıdır ve bu oran, taşın mükemmel bir kalp şeklini almasını sağlar.

Kalp kesim pırlantalar için önerilen kesim parametreleri şunlardır:

  • Derinlik: %56-65
  • Tabla: %55-65
  • Uzunluk-Genişlik Oranı: 1.00 - 1.10 arasında olmalıdır.

Bu oranlar, pırlantanın simetrisini ve estetik görünümünü etkiler.

Kalp kesim pırlantalar, özellikle nişan yüzükleri ve kolye uçları için popüler bir seçimdir ve romantik bir teklifin hatırası olarak tercih edilir. Ancak, bu kesim diğer popüler kesimlere göre daha nadir bulunduğu için, tüketici talebi değişkenlik gösterebilir.

Markiz Kesim (Marquise Cut)

Markiz kesim, asaleti ve kraliyet bağlantısını yansıtan bir sembol olarak kabul edilmiştir ve yüzyıllar boyunca kraliyet çevrelerinde övülmüştür.

Teknik Bilgiler:

Markiz kesim pırlantalar, uzun ve sivri uçlara sahip oval bir şekle benzer ve 56 veya 58 yüzeyden oluşur. Bu kesim, simetri ve orantı açısından dikkat gerektirir ve iyi yapılmış bir markiz kesim, parlaklık ve kıvılcım açısından neredeyse yuvarlak kesim pırlantalar kadar mükemmel ışık performansına sahip olabilir.

Markiz kesim pırlantalar için ideal uzunluk-genişlik oranı 1.00:1.75 - 1.00:2.25 arasındadır ve ideal oran genellikle 2’ye 1 olarak kabul edilir. Örneğin, boyutları milimetre cinsinden 11.00 (uzunluk) x 5.00 (genişlik) x 3.00 (derinlik) olan bir markiz kesim pırlantanın uzunluk-genişlik oranı 2.20’dir.

Markiz kesim pırlantalar, uzun ve dar şekilleri sayesinde, aynı karat ağırlığındaki diğer kesimlerden daha büyük görünür. Bu kesim, parmakların daha uzun ve ince görünmesini sağlayan bir etkiye sahiptir.

Markiz kesim pırlantalar, yuvarlak kesimlere göre genellikle daha düşük karat başına fiyata sahiptir. Ayrıca, markiz kesim pırlantalar, vintage tarzlarından modern tasarımlara kadar çeşitli yüzük stilleriyle uyum sağlar. Bu kesim, yüzey alanını maksimize ederek ışıkla daha fazla temas kurar ve bu da pırlantanın daha büyük görünmesini sağlar.

Markiz kesim pırlantalar, özellikle nişan yüzükleri için benzersiz bir seçenek olarak kabul edilir ve parmakları daha uzun ve ince gösterme avantajına sahiptir.

Cushion Kesim (Cushion Cut)

Tarihçesi:

Cushion kesim pırlantaların kökeni 1700’lü yıllara dayanmaktadır ve bu kesim, özellikle eski maden kesimi olarak bilinen ve o dönemde popüler olan bir kesim tarzından türemiştir. Bu kesim tarzı, zamanla gelişerek bugünkü modern cushion kesimine dönüşmüştür ve özellikle nişan yüzükleri için popüler bir seçim haline gelmiştir.

Teknik Bilgiler:

Cushion kesim pırlantalar, yuvarlatılmış köşelere sahip kare veya dikdörtgen bir şekle sahiptir. Bu kesim, yuvarlak kesim pırlantalara göre daha az parlaklık sunar ancak daha fazla ateş (renkli ışık oyunu) sergiler. Modern cushion kesim pırlantalar genellikle 58 ile 64 yüzey arasında değişir ve bu da onların göz alıcı parıltısına katkıda bulunur.

İyi kesilmiş cushion pırlantaların daha iyi ateş ve parlaklık sergilediği bilinmektedir ve bu da derinlik oranlarının %65-69 ve tabla boyutlarının %60-65 arasında olmasını gerektirir.

Cushion kesim pırlantalar, klasik ve zamansız bir tarza sahiptir. Eski maden kesiminden modern versiyonlarına kadar, bu kesim her zaman modası geçmeyen bir favori olarak kabul edilir. Yuvarlak kesim pırlantalara göre daha fazla ateş (renkli ışık oyunu) sergilerler, bu da farklı açılardan bakıldığında pırlantanın içinden daha fazla parlak renk göstermesini sağlar.

Diğer fantezi şekiller gibi, cushion kesim pırlantalar da yuvarlak kesimlere göre %25’e varan oranda daha ekonomiktir. Yuvarlatılmış köşeleri sayesinde, cushion kesim pırlantalar oldukça dayanıklıdır.

Talep ve Fire Bilgileri:

İyi kesilmiş cushion pırlantaların daha iyi ateş ve parlaklık sergilediği bilinmektedir ve bu da derinlik oranlarının %65-69 ve tabla boyutlarının %60-65 arasında olmasını gerektirir. Cushion kesim pırlantalar, klasik görünümleri ve parlak, ateşli parıltıları nedeniyle tercih edilir. Bu kesim, özellikle halo yüzükler için popülerdir ve son yıllarda büyük bir popülerlik kazanmıştır. Cushion kesim pırlantaların fiyatları, yuvarlak kesim pırlantalara göre genellikle daha düşüktür, ancak artan popülerlik nedeniyle bu fiyatlar değişebilir ve önemli ölçüde yükselebilir.

Prenses Kesim (Princess Cut)

Tarihçesi:

Prenses kesim pırlantaların kökeni, 1960’larda Arpad Nagy tarafından tasarlanan “profil kesimi” olarak bilinen bir kesimle başlar. Ancak, prenses kesimi olarak bilinen mevcut form, Betazel Ambar, Ygal Perlman ve Israel Itzkowitz tarafından 1980 yılında yaratılmıştır. Bu kesim, özellikle nişan yüzüklerinde kullanılmak üzere tasarlanmış ve 1980’ler ve 90’lar boyunca popülerliğinin zirvesine ulaşmıştır.

Teknik Bilgiler:

Prenses kesim pırlantalar, yukarıdan bakıldığında kare veya dikdörtgen şekilli olup, alt kısmında iki ila dört deseni bulunan ters piramit şeklinde tasarlanmıştır. Genellikle 57 yüzeye sahip olan bu kesim, parlaklık ve ateş (renkli ışık oyunu) açısından mükemmel performans gösterir. Prenses kesim pırlantaların keskin köşeleri, zarar görmeye daha yatkındır ve bu nedenle koruyucu ayarlarla desteklenmelidir.

Prenses kesim pırlantalar için ideal uzunluk-genişlik oranı 1.00 - 1.05 arasında olup, neredeyse kare bir görünüm sağlar. Bu oranlar, pırlantanın simetrisini ve estetik görünümünü etkiler.

Prenses kesim pırlantalar, yuvarlak kesimlere göre daha ekonomiktir çünkü ham elmasın daha fazla kısmı son üründe kullanılır ve bu da daha az israf anlamına gelir. Prenses kesimler, yüksek miktarda parlaklık ve ateşe (renkli ışık oyunu) sahiptir ve bu özellikler onları özellikle nişan yüzükleri için popüler yapar.

Prenses kesim pırlantalar, çeşitli yüzük ayarlarıyla uyum sağlar ve bu da onları çok yönlü bir seçenek haline getirir. Prenses kesim pırlantaların köşeleri, uygun ayarlarla korunduğunda oldukça dayanıklıdır. Ayrıca, prenses kesim pırlantalar, diğer kesimlere göre rengi daha iyi saklar ve bu da onları daha çekici kılar.

Talep ve Fire Bilgileri:

Prenses kesim pırlantalar, nişan yüzükleri için ikinci en popüler seçimdir ve yuvarlak kesim pırlantalardan sonra en çok aranan elmas kesimidir. Prenses kesim pırlantalar, yuvarlak kesimlere göre daha ekonomiktir çünkü ham elmasın oktahedral şekli, minimum atıkla iki prenses kesimi yapılmasına olanak tanır. Bu kesim, modern ve keskin bir görünüm sunar ve özellikle nişan yüzükleri için tercih edilen bir seçenektir.

Karat (Carat)

Pırlanta, binlerce yıl boyunca insanların gözdesi olmuş, benzersiz güzellikteki değerli taşlardan biridir. Ancak, pırlantanın önemi ve değeri sadece estetik güzellikle sınırlı değildir. Pırlantanın değeri, bir dizi faktöre dayanır ve bunlardan en önemlisi “karat” olarak adlandırılan ölçü birimidir.

Karat Nedir?

Karat, pırlantanın ağırlığını ölçmek için kullanılan bir ölçü birimidir. Karat kelimesi, “carob” adı verilen keçiboynuzu meyvesinin tohumlarından türetilmiştir. Bu meyve tohumları, eşit ve sabit bir ağırlığa sahip oldukları için pırlantanın ağırlığını ölçmek için kullanılmıştır. Günümüzde bir karat, 0.2 gram veya 200 miligram olarak tanımlanır.

Pırlantada karat değeri arttıkça ürünün fiyatı da ona bağlı olarak artmaktadır. Bu sebeple mücevherin değerini belirleyen en önemli unsur karattır.

Karat Büyüdükçe Pırlantanın Boyutu da Büyür mü?

Pırlantanın boyutu, genellikle karatı arttıkça artar. Ancak, kesim kalitesi de boyutu etkiler. Örneğin, 0,90 karat mükemmel kesim (excellent) bir pırlanta 1.00 karat kötü kesim (poor) pırlantadan daha büyük görünebilir. Karat seçerken, boyut ve parlaklık arasında denge kurmak önemlidir.

Pırlanta Karatı Nasıl Hesaplanır?

Karat, pırlantanın ağırlığını ifade eder. Bir pırlantanın ağırlığı arttıkça, karat değeri de artar. Pırlantanın ağırlığı, hassas terazi ve ölçüm cihazları kullanılarak belirlenir. Bu sebeple pırlantanın karatını herkes ölçemez. Özel hassas teraziler tarafından ölçülmektedir. Basit bir hesaplama yapacak olursak, 1 gram pırlanta 5 karattır.

Pırlantanın Karat Büyüklüğü Fiyatı Nasıl Etkiler?

Karat, genellikle pırlantanın değeri üzerinde en büyük etkiye sahip olan faktördür. Daha yüksek karatlı pırlantalar, genellikle daha nadir bulunur ve bu nedenle daha değerlidir. Ancak, pırlantanın diğer 4C’si (Renk, Berraklık ve Kesim kalitesi) de değeri üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.

Evlilik Teklifi İçin İdeal Karat Oranı

Evlenme tekliflerinde ideal tektaş boyutu genellikle 0.30ct ile 1.50ct arasındadır. Belirtilen aralıktaki karatlar, kadınların arzu ettikleri yüzük türlerinde yer alır. 0.30ct ile 0.50ct arasındaki pırlantalar da iyi olarak adlandırılır ve evlilik tekliflerinde tercih edilir.

Renk (Color)

Pırlantada Renkler Nasıl Kategorize Edilir?

Pırlantalarda renkler harfler ile gösterilir ve bu harfler toplamda 5 farklı kategoride değerlendirilir:

  • Renksiz (Colorless): D, E, F
  • Renksize Yakın (Near Colorless): G, H, I, J
  • Hafif Renkli (Faint): K, L, M
  • Çok Açık Renkli (Very Light): N, O, P, Q, R
  • Açık Renkli (Light): S, T, U, V, W, X, Y, Z

1- Renksiz (Colorless)

“Renksiz“ ya da “Colorless“ olarak adlandırılan pırlantalar, D, E veya F derecesi olarak sınıflandırılır ve bu pırlantaların en belirgin özelliği, herhangi bir sarı veya kahverengi renk tonu göstermemeleridir. Bu pırlantalar, saf bir beyaz rengi yansıtır ve şeffaf görünür.

Renksiz pırlantaların özellikleri şunlardır:

  • Şeffaflık: Renksiz pırlantalar, parlak ve buz gibi beyaz bir renge sahiptir. D, E veya F derecesine sahip bir pırlantada, çoğu pırlantada yaygın olan sarı veya kahverengi bir renk tonu görülmez; bunun yerine saf beyaz bir renk görünür ve şeffaftır.
  • Nadirlik: Renksiz pırlantalar nadir bulunan bir formdur. Çoğu pırlanta, boron ve azot gibi renk veren doğal gazlara maruz kaldığı için hafif sarı veya kahverengi bir renk tonuna sahiptir. Bir pırlanta bu tür doğal gazlardan kaynaklanan safsızlıkları içermiyorsa, bu son derece nadirdir ve renksiz pırlantaların nadirliği onları son derece değerli kılar.
  • Saflık: Bir pırlantanın rengi, yukarıda bahsedilen doğal gazlar olan azot ve boron gibi karbon dışındaki elementlerden ve taşın içindeki katkılardan gelir.

Renksiz pırlantaların içindeki elementler genellikle şunlardır:

  • Karbon: Pırlantanın ana bileşeni.
  • Azot:Az Miktarda bulunmaktadır. Hafif Sarı renk tonlarına neden olabilir.
  • Boron: Mavi renk tonlarına neden olabilir.
  • Hidrojen, Silikon, Nikel: Diğer iz elementler.

2- Renksize Yakın (Near Colorless)

“Renksize Yakın” ya da “Near Colorless” olarak adlandırılan pırlantalar, G, H, I ve J derecelerini içeren bir kategoridir. Bu pırlantalar tamamen renksiz değildir, ancak renk tonları o kadar hafiftir ki, genellikle çıplak gözle algılanamaz, özellikle bir yüzük gibi bir ayara monte edildikten sonra.

Renksize Yakın pırlantaların özellikleri şunlardır:

  • Hafif Renk Tonları: Bu pırlantalar, genellikle çok hafif sarı veya kahverengi renk tonları içerir.
  • Yüksek Değer: Renksiz pırlantalara göre daha uygun fiyatlı olmalarına rağmen, yüksek kalite ve güzellikte olabilirler.
  • Çok Yönlülük: Farklı metal ayarlarıyla kullanıldığında, renk tonları farklı şekillerde vurgulanabilir veya gizlenebilir.

Bu pırlantaların içindeki elementler genellikle şunlardır:

  • Karbon: Pırlantanın ana bileşeni.
  • Azot: Renksiz (Colorless) pırlantalara göre içinde daha fazla miktarda bulunmaktadır. Genellikle renksize yakın pırlantaların hafif sarı tonlarının kaynağıdır.
  • Boron: Renksiz (Colorless) pırlantalara göre içinde daha fazla miktarda bulunmaktadır ve Mavi renk tonlarına neden olabilir.
  • Hidrojen, Silikon, Nikel: Diğer iz elementler.

3- Hafif Renkli (Faint)

“Hafif Renkli” ya da “Faint Color” olarak adlandırılan pırlantalar, K, L ve M derecelerini içeren bir kategoridir. Bu pırlantalar, hafif sarı veya kahverengi renk tonları gösterir ve bu tonlar genellikle çıplak gözle fark edilebilir düzeydedir. Bu hafif renk tonları, pırlantaya sıcaklık ve karakter katar ve bazı durumlarda, pırlantanın genel görünümünü zenginleştirebilir.

Hafif renkli pırlantaların özellikleri şunlardır:

  • Hafif Renk Tonları: K, L ve M dereceli pırlantalar, hafif sarı veya kahverengi tonları içerir.
  • Bütçe Dostu: Bu pırlantalar genellikle daha uygun fiyatlıdır ve bu nedenle bütçe dostu bir seçenek olarak kabul edilir.
  • Metal Ayarlarıyla Uyumluluk: Sarı altın gibi geleneksel ayarlarla kullanıldığında, hafif renkli pırlantalar muhteşem görünebilir ve renk tonları daha az belirgin hale gelebilir.

Hafif renkli pırlantaların içindeki elementler genellikle şunlardır:

  • Karbon: Pırlantanın ana bileşeni.
  • Azot: Renksize Yakın (Near Colorless) pırlantalara göre içinde daha fazla miktarda bulunmaktadır. Genellikle hafif renkli pırlantaların hafif sarı tonlarının kaynağıdır.
  • Boron: Renksize Yakın (Near Colorless) pırlantalara göre içinde daha fazla miktarda bulunmaktadır ve Mavi renk tonlarına neden olabilir.
  • Hidrojen, Silikon, Nikel: Diğer iz elementler.

NOT: L ve M derecesindeki pırlantalar GABRİANO gemologları tarafından yeterli kalitede görünmemesinden kaynaklı satılmamaktadır.

4-Çok Açık Renkli (Very Light)

“Çok Açık” ya da “Very Light” renkli pırlantalar, N-R aralığını kapsayan ve hafif ama fark edilebilir bir renk tonuna sahip olan pırlantalardır. Bu pırlantaların renk tonları genellikle sarıya veya kahverengiye eğilimlidir ve bu renkler, pırlantanın cazibesini ve yumuşaklığını korurken algılanabilir.

Çok açık renkli pırlantaların özellikleri şunlardır:

  • Çok Açık Renkli: Bu pırlantalar, genellikle hafif sarı veya kahverengi renk tonları gösterir.
  • Uygun Fiyat: Renk skalasında aşağıya doğru ilerledikçe, genellikle fiyat düşer. Bu da “Çok Açık” renkli pırlantaları daha uygun fiyatlı yapar.

Bu pırlantaların içindeki elementler genellikle şunlardır:

  • Karbon: Pırlantanın ana bileşeni.
  • Azot: Hafif Renkli (Faint) pırlantalara göre içinde daha fazla miktarda bulunmaktadır. Genellikle Çok Açık Renkli pırlantaların hafif sarı tonlarının kaynağıdır.
  • Boron: Hafif Renkli (Faint) pırlantalara göre içinde daha fazla miktarda bulunmaktadır ve Mavi renk tonlarına neden olabilir.
  • Hidrojen, Silikon, Nikel: Diğer iz elementler.

NOT: Çok Açık Renkli (Very Light) derecesindeki pırlantalar GABRİANO gemologları tarafından yeterli kalitede görünmemesinden kaynaklı satılmamaktadır.

5-Açık Renkli (Light)

“Açık Renkli” ya da “Light” renkli pırlantalar, S’den Z’ye kadar olan dereceleri kapsar. Bu pırlantalar, genellikle sarı veya kahverengi renk tonlarına sahip olup, bu tonlar çıplak gözle kolayca fark edilebilir. Bu renk tonları, pırlantanın genel görünümüne sıcaklık ve karakter katar ve bazı durumlarda, pırlantanın genel görünümünü zenginleştirebilir.

Açık renkli pırlantaların özellikleri şunlardır:

  • Belirgin Renk Tonları: S, T, U, V, W, X, Y, Z dereceli pırlantalar, belirgin sarı veya kahverengi tonları içerir.
  • Daha Uygun Fiyat: Bu pırlantalar, renksiz veya neredeyse renksiz pırlantalara göre genellikle daha uygun fiyatlıdır ve bu nedenle bütçe dostu bir seçenek olarak kabul edilir.

Bu pırlantaların içindeki elementler genellikle şunlardır:

  • Karbon: Pırlantanın ana bileşeni.
  • Azot: Çok Açık Renkli (Very Light) pırlantalara göre içinde daha fazla miktarda bulunmaktadır. Genellikle Açık Renkli (Light) pırlantaların sarı tonlarının kaynağıdır.
  • Boron: Çok Açık Renkli (Very Light) pırlantalara göre içinde daha fazla miktarda bulunmaktadır ve Mavi renk tonlarına neden olabilir.
  • Hidrojen, Silikon, Nikel: Diğer iz elementler.

NOT: Açık Renkli (Light) derecesindeki pırlantalar GABRİANO gemologları tarafından yeterli kalitede görünmemesinden kaynaklı satılmamaktadır.

Pırlantanın Renk Derecesi Pırlantanın Fiyatını Etkiler mi?

Pırlantada renk derecesi, pırlantanın fiyatını önemli ölçüde etkileyen faktörlerden biridir. Genellikle, renksiz pırlantalar (D-F) nadirlikleri ve olağanüstü parlaklıkları nedeniyle en yüksek fiyatları komuta eder. Pırlantalar renk skalasında aşağıya doğru ilerledikçe, fiyatları tipik olarak azalır. Örneğin, tek bir derece veya seviyede bir fark varsa, fiyat %5 ila %30 arasında artabilir.

Renk derecesi yüksek olan (D-F) bir pırlanta, daha düşük renk derecesine sahip (G-Z) bir pırlantaya göre daha değerlidir. Renk derecesi düştükçe, pırlantanın sarı tonları daha belirgin hale gelir ve bu da genellikle pırlantanın piyasa değerini düşürür. Ancak, renk tercihi kişisel bir mesele olabilir ve bazı alıcılar, belirli bir renk tonunu veya “fancy” renkli pırlantaları tercih edebilir.

Pırlantada Rengin Önemi Nedir?

Pırlantada renk, taşın genel görünümü, güzelliği ve değeri üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Renk, bir pırlantanın ne kadar renksiz olduğunu belirleyen bir faktördür ve genellikle Gemological Institute of America (GIA) ve Hoge Raad voor Diamant (HRD) tarafından D’den Z’ye kadar olan bir skalada derecelendirilir. Renksiz pırlantalar (D, E, F), herhangi bir sarı veya kahverengi renk tonu göstermedikleri için en yüksek kalite ve değere sahip olarak kabul edilir.

Renk, pırlantanın parlaklığını ve ışıltısını doğrudan etkiler. Daha düşük renk derecesine sahip bir pırlanta, genellikle sarı bir renk tonu gösterebilir ve bu da taşın görünümünü etkileyebilir. Renk ve berraklık gibi diğer faktörlerle birlikte, renk, bir pırlantanın genel kalitesini ve müşteri tarafından algılanan değerini belirlemede önemli bir rol oynar.

Pırlanta Renk Derecelendirilmesi Nasıl Bulundu?

Pırlanta renk kriterlerinin tarihi, 20. yüzyılın ortalarına, özellikle 1950’lerin başlarına dayanır. Gemological Institute of America (GIA) tarafından geliştirilen ve bugün hala kullanılan D’den Z’ye renk skalası, o dönemde pırlanta renk derecelendirmesi için bir standart oluşturmuştur. GIA’nın bu sistemi, renksiz (D) ile hafif sarı (Z) arasındaki pırlantaları sınıflandırmak için kullanılır ve renk derecesi, pırlantanın değerlendirilmesinde kritik bir bileşen haline gelmiştir. Renk derecelendirme sistemi, pırlantaların renksizliğini değerlendirmek için özel bir metodoloji, standart bir aydınlatma ve görüntüleme ortamı ve renk referans pırlantaları (“master stones”) kullanımını içerir.

Bu sistem, pırlanta ticaretini ve kalite kontrolünü küresel düzeyde daha kolay hale getirmek için oluşturulmuş ve pırlanta derecelendirme raporlarının temelini oluşturmuştur. GIA’nın bu sistemi, pırlanta kalitesini değerlendirmek için kullanılan dört C’nin (Carat, Cut, Clarity, Color) bir parçasıdır ve pırlanta endüstrisinde bir dönüm noktası olmuştur.

Berraklık (Clarity)

Pırlantada Berraklık ve Önemi

Pırlantada berraklık, taşın içindeki ve yüzeyindeki kusurların olup olmadığını belirleyen bir ölçüttür. Berraklık derecesi yüksek olan pırlantalar, daha az kusur içerdiği için genellikle daha parlak ve göz alıcıdır. Ayrıca, berraklık derecesi yüksek olan pırlantalar daha nadir ve dolayısıyla daha değerlidir. Bu özellikler, pırlantanın genel kalitesini ve piyasadaki fiyatını doğrudan etkiler.

Berraklığın Önemi

Berraklık, pırlantanın dayanıklılığı üzerinde de etkili olabilir. Büyük ve/veya kötü konumlandırılmış lekeler, pırlantanın kırılma veya çatlamaya daha yatkın olmasına neden olabilir. Bu nedenle, pırlanta seçerken berraklık derecesine dikkat etmek, uzun vadede taşın güzelliğini ve bütünlüğünü korumak için önemlidir.

Son olarak, berraklık, bir pırlantanın ‘gözle görülme’ açısından da önemlidir. Yüksek berraklık dereceli bir pırlanta, gözle görünürlük açısından daha iyi bir seçim olabilir, özellikle büyük karat ağırlığına sahip pırlantalar için geçerlidir.

Berraklık Dereceleri ve Kategorileri

Pırlanta berraklığı, toplamda 11 spesifik dereceye ayrılmış 6 kategori içerir. Dereceler şunlardır:

  • Flawless (FL): 10x büyütme altında hiçbir leke görülmez.
  • Internally Flawless (IF): 10x büyütme altında hiçbir leke görülmez. Sadece yüzey lekeleri bulunur.
  • Very, Very Slightly Included (VVS1 ve VVS2): Lekeler o kadar hafiftir ki, yetenekli bir değerlendirici tarafından 10x büyütme altında görülmesi zordur.
  • Very Slightly Included (VS1 ve VS2): Lekeler 10x büyütme altında çaba ile gözlemlenebilir, ancak küçük olarak nitelendirilebilir.
  • Slightly Included (SI1 ve SI2): Lekeler, 10x büyütme altında fark edilir.
  • Included (I1, I2, ve I3): Lekeler, 10x büyütme altında açıkça görülür ve şeffaflığı ve parlaklığı etkileyebilir.

NOT: I1, I2 ve I3 derecelendirmesindeki taşların kalitesi gemologlarımız tarafından uygun kalite standartlarında görülmemesinden dolayı gabriano.com web sitemizde satılmamaktadır.

Berraklık Derecelerini Etkileyen Faktörler

  1. Lekenin Boyutu: Lekenin boyutu büyüdükçe, berraklık derecesi düşer.
  2. Lekenin Adeti: Lekenin adedi arttıkça, berraklık derecesi düşer.
  3. Lekenin Pozisyonu: Lekenin bulunduğu bölge pırlantanın tablasına veya pavilyonuna yakınsa, daha fazla görünebilir ve bu durum berraklık derecesini düşürebilir. Kemere yakın bölgelerde ise daha az görünür ve derecelendirme daha yüksek olabilir.
  4. Lekenin Cinsi: Kristal lekeler veya nokta lekeler daha küçük boyutlarda olabilirken, ikizlenme sarmalları veya bulut lekeler daha büyük boyutlarda olabilirler. Lekenin cinsi, derecelendirmenin üzerinde etkilidir.

Pırlantada Berraklık Kriteri ve Fiyat İlişkisi

Pırlantada berraklık derecelendirmesi, fiyatlamada önemli bir etkiye sahiptir. Pırlantaların "4C"si olarak bilinen karat, kesim, renk ve berraklık özellikleri, bir pırlantanın fiyatını belirlemede rol oynar. Berraklık derecesi yüksek olan pırlantalar genellikle daha değerlidir, çünkü daha az kusur içerirler ve bu da fiyatlarını artırır.

Berraklık derecesi arttıkça, fiyatlar genellikle artar. Yüksek berraklık derecelerinde fiyatlar daha dik bir eğri izleyerek önemli ölçüde artış gösterebilir. Bu nedenle, pırlanta alırken berraklık derecesinin yanı sıra, taşın diğer özelliklerini de dikkate almak ve bütçenize uygun en iyi değeri bulmak önemlidir.

Berraklık Derecelendirmesi Kim Tarafından ve Nasıl Belirlenmiştir?

Pırlantada berraklık derecelendirmesinin tarihçesi, 20. yüzyılın ortalarına, özellikle 1950’lerin başlarına dayanır. Modern berraklık ölçeği, Gemological Institute of America (GIA) eski başkanı Richard T. Liddicoat, Jr. tarafından geliştirilmiştir. Bu sistem, Flawless, Internally Flawless, VVS1, VVS2, VS1, VS2, SI1, SI2, I1, I2 ve I3 gibi terimleri kullanır ve pırlantanın berraklık derecelendirilmesinde uluslararası standart olarak kabul edilir.

GIA’nın kurucusu Robert M. Shipley, 1940’ların başında, pırlantanın dört temel özelliğini hatırlamak için 4C’leri (Karat, Kesim, Renk ve Berraklık) geliştirdi. Bu kavram, Amerikan mücevher endüstrisinin terminolojisine dahil edildi ve uluslararası terminolojide de yer aldı.

GIA, pırlantanın kalitesini objektif olarak değerlendirmek için bilimsel yöntemler ve prosedürler geliştirmiştir. Bu, pırlanta kalitesini tanımlamak için bugün uluslararası olarak kullanılan renk ve berraklık derecelendirme sisteminin temelini oluşturmuştur.

Kesim (Cut)

Pırlantada kesim kriteri, taşın ışığı nasıl yansıttığını ve dağıttığını belirler. Kesim kalitesi, pırlantanın parlaklığını, ateşini (renkli ışık yansımaları) ve kıvılcımını (beyaz ışık noktaları) etkiler. GIA (Gemological Institute of America) tarafından geliştirilen ve yaygın olarak kabul gören bir derecelendirme sistemine göre, pırlanta kesimleri beş ana kategoriye ayrılır:

  • Excellent (Mükemmel Kesim): Bu kategori, pırlantanın ışığı en iyi şekilde yansıttığı ve dağıttığı anlamına gelir. Mükemmel kesimli pırlantalar, parlaklık, ateş ve kıvılcım açısından en üst düzeyde performans gösterir ve göz kamaştırıcı bir ışıltı sağlar.
  • Very Good (Çok İyi Kesim): Çok iyi kesimli pırlantalar, mükemmel kesimli pırlantalara çok yakın bir performans sergiler. Işığın yansıması ve dağılımı mükemmel kesime göre biraz daha azdır, ancak yüksek düzeyde parlaklık ve güzel bir ateş sunar.
  • Good (İyi Kesim): İyi kesimli pırlantalar, ışığı iyi bir şekilde yansıtır ve tatmin edici bir parlaklık ve ateş sağlar. Bu kategori, mükemmel ve çok iyi kesimli pırlantaların sunduğu olağanüstü ışıltıya sahip olmayabilir, ancak hala göz alıcı bir görünüm sunar.
  • Fair (Orta Kesim): Orta kesimli pırlantalar, ışığı yeterince yansıtmayabilir ve bu da taşın daha az parlak görünmesine neden olabilir. Bu pırlantalar genellikle daha düşük bir fiyat noktasında bulunur ve bütçe dostu bir seçenek olabilir.
  • Poor (Zayıf Kesim): Kötü kesimli pırlantalar, ışığı etkili bir şekilde yansıtmada başarısız olur ve bu da taşın mat ve cansız görünmesine yol açar. Bu kategori genellikle pırlantanın potansiyelini en iyi şekilde ortaya çıkaramayan kesimleri içerir.
  • NOT: Fair (Orta) ve Poor (Zayıf) kesim pırlanta taşların kalitesi gemologlarımız tarafından uygun kalite standartlarında görülmemesinden dolayı gabriano.com web sitemizde satılmamaktadır.

Kesim Kriterleri ve Işık Yansıma Şekilleri

Pırlantanın kesim kalitesi, ışığın taşın içinden nasıl geçtiğini ve nasıl yansıdığını etkiler. İşte farklı kesim kriterlerinin ışık yansıma şekilleri:

Gabriano Pırlanta Kesim
  • Excellent (Mükemmel Kesim): Işık, pırlantanın üst kısmından mükemmel bir şekilde girer ve tam olarak yukarı doğru yansır. Bu, en yüksek parlaklık ve ışıltıyı sağlar.
  • Very Good (Çok İyi Kesim): Işık pırlantanın üst kısmından oldukça iyi bir şekilde girer ve büyük ölçüde yukarı doğru yansır. Parlaklık ve ışıltı yüksek olmakla birlikte, mükemmel kesim kadar etkileyici olmayabilir.
  • Good (İyi Kesim): Işık pırlantanın üst kısmına girer ve yeterince yukarı doğru yansır, ancak bazı kayıplar olabilir. Parlaklık ve ışıltı tatmin edicidir, ancak mükemmel kesimden daha azdır.
  • Fair (Orta Kesim): Işık, pırlantanın üst kısmına yeterince etkili bir şekilde girmez ve bu da taşın daha az parlak ve ışıltılı görünmesine neden olabilir.
  • Poor (Zayıf Kesim): Işık, pırlantanın üst kısmından zayıf bir şekilde girer ve etkili bir şekilde yansımaz, bu da taşın mat ve cansız görünmesine yol açar.

Pırlanta Taşının Anatomisi

Gabriano Pırlanta Anatomisi

Pırlanta taşının anatomisi, taşın ışığı nasıl yansıttığını ve dağıttığını belirleyen çeşitli bölümlerden oluşur. İşte pırlantanın temel anatomik bölümleri:

  • Tabla (Table): Pırlantanın en üst yüzeyidir ve genellikle en büyük fasettir. Tabla, ışığın taşa giriş ve çıkış noktasıdır ve pırlantanın parlaklığını belirler.
  • Taç (Crown): Pırlantanın üst kısmıdır ve genellikle 33 fasetten oluşur. Taç, ışığı yansıtarak parlaklık ve kıvılcım sağlar.
  • Kemer (Girdle): Taşın en geniş kısmıdır ve üst (taç) ile alt (pavilyon) bölümleri birbirine bağlar. Kemer, pırlantanın çapını belirler ve taşın işlenmesinde önemli bir rol oynar.
  • Pavilyon (Pavilion): Pırlantanın alt kısmıdır ve ışığı toplayıp yukarı doğru yansıtarak taşın ateşini artırır.
  • Kület (Culet): Pırlantanın en alt noktasıdır ve genellikle küçük bir faset olarak işlenir. Kületin boyutu, pırlantanın genel simetrisini etkileyebilir.
  • Çap (Diameter): Pırlanta taşının çapı, pırlantanın en geniş noktasını, yani kemerden karşı kemere olan mesafeyi ifade eder.
  • Derinlik (Depth): Pırlanta taşının derinliği, taşın üst yüzeyinden (tabla) en alt noktasına (kület) kadar olan mesafeyi ifade eder ve genellikle yüzde olarak ifade edilir.

Pırlanta Kesiminin Tarihçesi

İlk kaydedilen pırlanta kesimleri, 14. yüzyılda başlamış ve zamanla gelişmiştir. İşte bu tarihsel sürecin bazı önemli dönüm noktaları:

  • Erken Dönem Kesimler: İlk pırlantalar doğal formda kullanılmış ve çok az işlenmiştir. Romalılar, pırlantaları doğal halleriyle takmışlardır.
  • Point Cut (Nokta Kesim): Pırlantanın doğal oktahedral (sekiz yüzlü) şeklini koruyan ve sadece yüzeyi parlatılan ilk kesim şeklidir.
  • Table Cut (Tabla Kesim): 15. yüzyılda, pırlantanın bir kısmını keserek oluşturulan ve büyük merkezi faset olan tabla kesimi geliştirilmiştir.
  • Rose Cut (Elmas Kesim): 16. yüzyılda, 3 ila 24 fasete sahip ve düz bir alt yüzeye sahip olan elmas kesimi ortaya çıkmıştır.
  • Old Mine Cut (Eski Maden Kesimi): 18. yüzyılda, yuvarlak veya yastık şeklindeki pırlantalar popüler olmuş ve bu kesim, modern parlak kesimlerin atası olarak kabul edilmiştir.
  • Modern Yuvarlak Kesim:Yuvarlak kesim pırlanta, Marcel Tolkowsky’nin 1919 yılında yayınladığı “Diamond Design: A Study of the Reflection and Refraction of Light in Diamond” adlı tezinde matematiksel bir formül oluşturmasıyla modern anlamda şekillenmiştir. Tolkowsky’nin formülü, zamanla teknolojideki ilerlemeler sayesinde mükemmelleştirilmiştir.Yuvarlak kesim pırlantalar, 57 veya 58 yüzeye sahip olabilir ve bu yüzeylerin simetrisi, taşın maksimum ışık yansımasını sağlar.
  • Modern Kesim Derecelendirmesi: Pırlantada kesim kriterleri, Gemological Institute of America (GIA) tarafından 20. yüzyılın ortalarında oluşturulmuştur. GIA’nın kesim derecelendirme sistemi, 1950’lerde renk ve berraklık değerlendirme standartlarını büyük ölçüde iyileştirmiş ve 2005 yılında modern pırlanta kesim derecelendirme sistemini tanıtmıştır. Bu sistem, kesimlerin bireysel unsurlarının pırlantanın görünümünü nasıl etkilediğini değerlendirerek beş dereceye ayırır: Mükemmel (Excellent), Çok İyi (Very Good), İyi (Good), Orta (Fair) ve Kötü (Poor).

Sertifika (Laboratory Report)

Pırlanta sertifikası, bir pırlantanın özelliklerinin bağımsız bir kuruluş tarafından analiz edildiği ve bu analiz sonuçlarını içeren bir belgedir. Sertifika, pırlantanın kesimini, berraklığını, karatını ve rengini doğrular ve taşın kalitesini belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Uluslararası geçerliliği olan pırlanta sertifikaları, taşın özelliklerinin kişiden kişiye değişkenlik göstermesini önler ve alıcıya taşın gerçek değeri hakkında bilgi verir.

4C Kuralı

Pırlanta alırken dikkat edilmesi gereken 4C kuralı - Kesim (Cut), Karat (Carat), Berraklık (Clarity) ve Renk (Color) - bu sertifikada kanıtlanır ve pırlantanın değerini belirlemede önemli rol oynar.

Tanınmış Uluslararası Sertifikalandırma Kuruluşları

İşte pırlanta sertifikası veren bazı tanınmış uluslararası kuruluşlar:

  • GIA (Gemological Institute of America): 1931 yılında kurulan GIA, dünyanın en önde gelen gemoloji otoritesidir ve pırlanta sertifikaları konusunda en üst düzey standartları belirler. Sertifikaları, pırlantaların değerini objektif bir şekilde değerlendirir.
  • HRD (Hoge Raad voor Diamant): Belçika merkezli olan HRD Antwerp, pırlanta sertifikaları konusunda uluslararası geçerliliğe sahip ve özellikle Avrupa'da tanınmıştır. Sertifikaları, GIA'nın standartlarına yakın bir değerlendirme sunar.
  • IGI (International Gemological Institute): IGI, dünya çapında birçok ofisi bulunan ve merkezi Anvers, Belçika'da olan uluslararası bir gemoloji laboratuvarıdır. IGI, pırlanta ve diğer değerli taşların sertifikalandırılması konusunda geniş bir hizmet yelpazesi sunar.

Kuruluşların Menşei ve Farklılıkları

Bu kuruluşların menşei ve değerlendirme standartları hakkında bilgiler:

  • GIA: Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan GIA, pırlanta değerlendirilmesinde endüstri standardı olarak kabul edilir ve katı değerlendirme kriterlerine sahiptir.
  • HRD: Belçika'nın Anvers şehrinde bulunan HRD, özellikle Avrupa'da tanınır ve GIA'ya yakın bir değerlendirme standardı sunar, ancak bazen daha esnek olabilir.
  • IGI: IGI, özellikle Asya ülkelerinde yaygındır ve ticari ölçekte sentetik pırlantalar dahil birçok cilalı pırlantayı değerlendirir.

Uluslararası Sertifikaların Avantajları

  • Güvenilirlik: Uluslararası geçerliliği olan sertifikalar, taşın özelliklerinin bağımsız ve objektif bir şekilde değerlendirildiğini garanti eder.
  • Değer Koruma: Sertifikalı pırlantalar, yatırım amacıyla veya yeniden satış düşünülüyorsa, taşın gerçek değerini yansıtır ve değer kaybını önlemeye yardımcı olur.
  • Standartlar: Uluslararası sertifikalar, dünya çapında kabul gören standartlara göre düzenlendiğinden, pırlantanın kalitesinin yüksek olduğunu ve değerlendirme kriterlerinin objektif olduğunu gösterir.

Kuyumcuların Kendi Sertifikaları

Bazı kuyumcular kendi markaları altında sertifikalar verebilir. Ancak, bu tür sertifikalar genellikle sadece o firma için geçerli olup, uluslararası alanda herhangi bir geçerliliği yoktur. Bu nedenle, pırlanta alırken uluslararası geçerliliği olan ve tanınmış bir kuruluş tarafından verilen bir sertifikaya sahip olmasına dikkat etmek önemlidir.

Sonuç

En güvenilir ve kabul görmüş sertifikayı arıyorsanız, GIA genellikle en iyi seçenek olabilir. Ancak, HRD ve IGI gibi diğer laboratuvarlar da belirli durumlar ve pazarlar için uygun olabilir. Pırlanta alımında, sertifikanın hangi laboratuvar tarafından verildiğini ve bu laboratuvarın itibarını dikkate almak önemlidir.

Simetri (Symmetry)

Simetri Nedir?

Simetri, taşın genel puanını ve dolayısıyla değerini etkileyebilir. Yüksek simetriye sahip bir taş genellikle daha yüksek bir değere sahip olur. Ancak, simetri sadece taşın değerini değil, aynı zamanda estetik çekiciliğini de etkiler. Bu yüzden, bir taş satın alırken veya değerlendirirken simetriye dikkat etmek önemlidir.

Simetri Derecelendirmesi Nasıl Yapılır?

Bir mücevher taşının simetrisinin ne kadar iyi olduğunu belirlemek için kullanılan bir sistemdir. Derecelendirme, taşın fasetlerinin ve genel şeklinin ne kadar düzgün ve orantılı olduğuna dayanır. İşte derecelendirmenin temel kriterleri ve aralarındaki farklar:

  • Excellent (Mükemmel): Taşın fasetleri mükemmel bir şekilde hizalanmıştır ve taşın genel şekli düzenlidir. Işığı en iyi şekilde yansıtır ve parlaklık maksimumdur.
  • Very Good (Çok İyi): Fasetler çok iyi hizalanmıştır, ancak küçük hatalar olabilir. Işık yansıması ve parlaklık mükemmele yakındır.
  • Good (İyi): Fasetler iyi hizalanmıştır, ancak bazı hatalar görülebilir. Işık yansıması ve parlaklık iyi seviyededir.
  • Fair (Orta): Fasetlerin hizalanmasında belirgin hatalar vardır ve bu da ışık yansımasını ve parlaklığı etkiler.
  • Poor (Zayıf): Fasetlerin hizalanmasında ciddi hatalar vardır. Işık yansıması ve parlaklık zayıftır ve taşın estetik çekiciliği düşüktür.
  • NOT: Fair (Orta) ve Poor (Zayıf) simetri dereceli taşların kalitesi gemologlarımız tarafından uygun kalite standartlarında görülmemesinden dolayı gabriano.com web sitemizde satılmamaktadır.

Cila (Polish)

GIA (Gemological Institute of America) tarafından belirlenen pırlanta cilası kriterleri, pırlantanın genel kalitesini etkileyen önemli faktörlerdendir.

Cila, pırlantanın son işlem sürecinin bir sonucudur ve pırlantanın parlaklığını ve düzgünlüğünü sağlar, böylece ışığın yansımasına ve kırılmasına izin verir.

Cila Derecelendirmesi Nasıl Yapılır?

Cila derecelendirmesi, 10x büyütme altında cila özelliklerinin varlığına ve görünürlüğüne dayanır.

Cila kalitesi, pırlantanın görünümünü ve ışık performansını etkileyebilir. Excellent (Mükemmel) cila derecesine sahip bir pırlanta, görünür cila çizgisi veya kusuru olmayan bir pırlantadır. Very Good (Çok İyi) cila derecesine sahip pırlantalar, 10x büyütme altında çok hafif ve küçük cila detayları görülebilir, ancak pırlantanın görünümü üzerinde çok az bir etkisi vardır. Good (İyi) cila derecesine sahip pırlantalar, belirli görünür cila çizgilerine veya kusurlara sahip olabilir, ancak bunlar yalnızca 10x büyütme altında görülür. Fair (Orta) ve Poor (Zayıf) cila derecelerine sahip pırlantalar, cila çizgilerinde veya kusurlarda fark edilebilir deformasyonlara sahip olabilir ve pırlantanın görünümü ve ışık performansını etkileyebilir.

Cila kalitesini değerlendirirken, 10x büyütme altında cila özelliklerinin varlığına ve görünürlüğüne dikkat etmek önemlidir. Ayrıca, pırlantanın genel simetrisi ve kesim kalitesi gibi diğer faktörlerle birlikte cila, pırlantanın nihai ışık performansını ve estetik görünümünü etkiler. Bu nedenle, yüksek kaliteli bir cila, pırlantanın genel değerini artırabilir.

GIA’nın Pırlanta Cilasının Derecelendirilmesi

GIA’nın pırlanta cilası derecelendirmesi, pırlantanın yüzeyindeki cilanın kalitesini ve pırlantanın genel bitişini değerlendirir. Derecelendirme, 10x büyütme altında cilanın özelliklerinin varlığına ve görünürlüğüne göre yapılır. İşte derecelendirmeler arasındaki farklar:

  • Excellent (Mükemmel): Pırlantanın yüzeyinde 10x büyütme altında hiçbir cilanın özelliği görülmez. Bu, pırlantanın yüzeyinin çok düzgün olduğu ve ışığın en iyi şekilde yansıtıldığı anlamına gelir.
  • Very Good (Çok İyi): Pırlantanın yüzeyinde 10x büyütme altında sadece çok hafif cilanın özellikleri görülebilir. Bu özellikler, pırlantanın genel görünümü üzerinde ihmal edilebilir bir etkisi vardır.
  • Good (İyi): Pırlantanın yüzeyinde 10x büyütme altında belirli cilanın özellikleri görülebilir. Bu özellikler, pırlantanın genel görünümü üzerinde küçük bir etkisi olabilir.
  • Fair (Orta): Pırlantanın yüzeyinde 10x büyütme altında fark edilebilir cilanın özellikleri görülebilir. Bu özellikler, pırlantanın genel görünümü ve ışık performansı üzerinde olumsuz bir etkisi olabilir.
  • Poor (Zayıf): Pırlantanın yüzeyinde 10x büyütme altında açıkça görülebilen ve pırlantanın genel görünümü ve ışık performansı üzerinde olumsuz bir etkisi olan cilanın özellikleri bulunur.
  • NOT: Fair (Orta) ve Poor (Zayıf) cila dereceli taşların kalitesi gemologlarımız tarafından uygun kalite standartlarında görülmemesinden dolayı gabriano.com web sitemizde satılmamaktadır.

Pırlanta Taşta Cila Kalitesi Düştükçe Parlamasını Etkiler Mi?

Pırlanta taşın cila kalitesi Excellent (Mükemmel) - Poor (Kötü) doğru gittikçe pırlanta taşın parlama özelliğinin azalmasına sebep olur. Fair(Orta) ve Poor(Zayıf) cila derecelendirilmesi taşın parlamasına çok etki etmesinden ve taşın yüzeyindeki pürüzlerin görsel görünümüne etki etmesinden dolayı gabriano gemeloglarımız tarafından yeterli kalitede görünmemesinden dolayı gabriano web sitemizde fair ve poor derecelendirilmesindeki taşlar satılmamaktadır.

Floresan (Fluorescence)

Pırlanta, doğanın en nadide taşlarından biridir. Onun parlaklığı, kesimi ve berraklığı, yüzyıllardır insanları büyülemiştir. Ancak pırlanta dünyasında daha az bilinen bir özellik vardır: Floresan.

Floresan, UV ışık altında verdiği renk tepkisidir. Bazı pırlantalarda, UV ışıkla uyarıldığında enerji açığa çıkarır. Bilimsel olarak buna fotolüminesans veya soğuk ışıma denir.

Peki, pırlantalarda floresans nasıl değerlendirilir?

  1. None/Nil (Hiç Tepki Vermeyen): Bazı pırlantalar UV ışık altında hiç tepki vermez. Amerika’da “None”, Avrupa’da “Nil” olarak adlandırılır.
  2. Faint/Slight (Zayıf Tepki Veren): UV ışık altında hafif bir tepki gösterir.
  3. Medium (Orta Seviyede Tepki Veren): UV ışıkla orta düzeyde tepki verir.
  4. Strong (Güçlü Tepki Veren): UV ışık altında güçlü bir tepki gösterir.
  5. Very Strong (Çok Güçlü Tepki Veren): Nadir görülen bir durumdur.

Floresansın rengi her zaman mavi değildir. Çoğunlukla mavi olsa da bazen sarı, kırmızı, pembe veya yeşil gibi renklerle de karşılaşabiliriz. Ancak önemli olan rengi değil, şiddetidir.

Floresansın pırlantaya etkisi ise ilginçtir. Beyaz taşlarda mavi floresans, puslu bir görünüm oluşturabilirken, hafif sarı taşlarda daha beyaz görünmesine yardımcı olur. Sarı floresans ise her taşta mat bir görünüme neden olur.

Sonuç olarak, floresanın derecesi düştükçe taşın değeri azalmaktadır. Bu özelliği göz önünde bulundurarak, pırlanta seçiminde dikkatli olmalıyız.